Plasenta previa plasentanın (bebeğin eşi) serviksi (rahim ağzı) tamamen kapatıp normal doğumun olanaksız olduğu duruma denmektedir. Plasentanın normalde uterusun (rahim) üst arka duvarına yerleşmesini bekleriz. Bu hastalarda plasenta serviksi kapatacak şekilde yerleşmiştir.
En büyük risk faktörü geçirilmiş sezaryendir ve sezaryen sayısı arttıkça bu risk artar. Günümüzde sezaryen oranlarının artmasına bağlı olarak görülme sıklığı artmıştır. Ülkelere göre sıklığı değişir. Yaklaşık %0,4 olarak belirtilen bu oran bölgemizde %8 düzeylerindedir.
Özellikle geçirilmiş sezaryeni olan hastalarda olmak üzere plasenta previa olan hastalarda gebeliği süresince kanama beklenmektedir. Bundan dolayı hastaların gebelikleri boyunca ağır kaldırmamaya, ağır iş yapmamaya özen göstermeleri gerekmektedir. Bu hastalarda gebelik boyunca cinsel ilişki de yasaklanmaktadır. Plasenta previalı hastalarda özellikle 30. haftadan sonra kanama riski yüksek olduğu için ameliyat olacakları bu konuda deneyimi olan merkezlere yakın ikamet etmeleri önemlidir.
Plasenta previa tanısının önemi bu hastalarda plasenta (bebeğin eşi) uterusa (rahim) yapışık olabilir. Bu durumda ameliyat esnasında plasentanın çıkarılmaya çalışılması büyük kanamalara yol açabilmektedir. Hastaların ameliyatlarının normal bir sezaryene göre daha fazla kanamalı geçeceği bilinmektedir.
Plasenta previa ameliyatları iki türlü yapılmaktadır. İlki ve en yaygın olanı (özellikle plasentanın uterusa yapışık olduğu düşünülen vakalarda) sezaryen histerektomidir (sezaryenle eş zamanlı rahim alma ameliyatı). Ülkemizde birçok merkezde uygulanmaktadır. İkinci ameliyat türü ise uterus koruyucu cerrahidir. Bu ameliyatta ise normal sezaryen ameliyatı gibi olup plasenta (bebeğin eşi) tamamen çıkarılarak uterusun (rahim) korunduğu ameliyattır. Bu ameliyat hastanın hayatı tehlikeye atılmadan yapılabilmektedir. Çalıştığım hastanede uzun yıllardır plasenta previalı hastalarıma uterus koruyucu cerrahi yapmaktayım.